-
1 брать в пример
örnek almak -
2 брать пример
örnek almak -
3 брать
almak,tutmak; ele geçirmek,zapt etmek; aşmak; sapmak,gitmek* * *несов.; сов. - взять1) врз almak; tutmakвзять ребёнка за́ руку — çocuğu elinden tutmak
не бери́ (рука́ми) — tutma
брать дете́й с собо́й — çocuklarını (beraber) almak
брать рабо́ту на́ дом — eve iş almak
возьми́ (с собо́й) зонт — yanına şemsiye al
в теа́тр его́ не взя́ли — onu tiyatroya almadılar
брать такси́ — taksi tutmak
брать что-л. в долг — eğreti almak
брать де́ньги взаймы́ — borç para almak
брать хлеб в бу́лочной — fırından ekmek almak
брать от жи́зни всё — перен. hayattan kâm almak
брать нало́ги — vergi almak
за э́то нало́гов не беру́т — bunun vergisi yoktur
брать сло́во с кого-л. — перен. (birinden) söz almak; (birine) söz verdirmek
брать пле́нных — esir almak
престу́пника взя́ли но́чью — suçluyu gece tuttular
брать кре́пость шту́рмом — kaleyi hücumla almak
взять ферзя́ — шахм. veziri almak
2) ( делать вывод) çıkarmak, uydurmakотку́да ты взял, что мы уезжа́ем? — nereden çıkardın gideceğimizi?
3) перен. ( овладевать) almak; tutmak; işlemekменя́ смех берёт — gülesim geliyor
меня́ взял страх — beni bir korkudur aldı
тут меня́ взяло́ сомне́ние — derken şüpheye düştüm
4) ( преодолевать) aşmakбрать препя́тствие — engeli aşmak
по́езд брал подъём — tren rampayı çıkıyordu
5) в соч.он берёт прилежа́нием — ona başarı kazandıran çalışkanlığıdır
6) в соч.э́то стекло́ пу́ля не берёт — bu cama kurşun işlemez
меня́ и снотво́рное не берёт — uykum ilacı da tutmuyor
ружьё берёт на две́сти ме́тров — çiftenin atımı iki yüz metre
э́ту до́ску ножо́м не возьмёшь — bu tahtayı bıçakla kesemezsin
7) ( направляться) gitmek; sapmakбрать вле́во — sola sapmak
бери́ пря́мо — doğru git
8) ( о неожиданном действии) kalkmak, tutmakа он взял и / да уе́хал — tuttu gitti
9) с некоторыми сущ. образуют устойчивые сочетаниябрать в расчёт — hesaba almak / katmak
брать кого-л. под защи́ту — himayesine almak
брать нача́ло (восходить) — (kadar) inmek
брать направле́ние на... — yönünü tutmak
••брать в свиде́тели — tanık tutmak / göstermek
брать приме́р с кого-л. — örnek almak
брать на себя́ — üstlenmek, üstüne almak
брать на себя́ отве́тственность за что-л. — (bir şeyin) sorumluluğunu üstüne almak / üstlenmek
брать на себя́ расхо́ды по... —... giderlerini üstlenmek
брать (на себя́) обяза́тельство — taahhüt altına girmek
брать вину́ на себя́ — suçu üstüne almak
брать сло́во (на собрании) — söz almak
брать руково́дство в свои́ руки́ — yönetimi eline almak
брать себя́ в ру́ки — kendine hâkim olmak
брать верх над кем-чем-л. — (birine, bir şeye) üstün gelmek, galebe çalmak
пу́ля его́ не берёт — onun kurşun işlemezliği var, ona kurşun geçmiyor
да́же го́ды его́ не беру́т — onu yıllar bile alt edemiyor
взять / возьмём тако́й вопро́с:... — şu sorunu ele alalım:...
-
4 пример
мörnek (-ği)приме́р отва́ги — yiğitlik örneği
брать приме́р с кого-л. — birinden örnek almak
возьмём просто́й приме́р — basit bir örnek alalım
э́тот факт - после́дний тому́ приме́р — bu olay buna son örnektir
заво́д был со́здан по приме́ру моско́вского — fabrika Moskova'dakinden örnek alınarak kuruldu
••к приме́ру — sözgelişi, sözgelimi
за приме́рами далеко́ ходи́ть не на́до — uzağa gitmeye hacet yok
-
5 равняться
1) boy ölçüşmek, yarışmakгде тебе́ с ним равня́ться! — onunla boy ölçüşmek haddine mi düşmüş senin?
2) ( в строю) hizaya gelmekнапра́во равня́йсь! — sağa bak, hizaya gel!
3) перен. (следовать чьему-л. примеру) örnek almakравня́ться на лу́чших — en iyilerinden örnek almak
4) ( быть равным) eşit olmakтри́жды три равня́ется девяти́ — üç kere üç dokuz eder
-
6 смотреть
несов.; сов. - посмотре́ть1) bakmakсмотре́ть в окно́ — pencereden bakmak
смотре́ть в бино́кль — dürbünle bakmak
он удивлённо посмотре́л на меня́ — yüzüme hayretle baktı
2) тк. несов., в соч. bakmakо́кна смо́трят во двор — pencereler avluya bakar
3) görmek, seyretmek, izlemekсмотре́ть но́вый фильм — yeni filmi seyretmek
матч смотре́ли ты́сячи — maçı binlerce kişi izledi / seyretti
мы идём смотре́ть Кремль — Kremlin Sarayını gezmeye gidiyoruz
посмотре́л бы ты на эту дере́вню сейча́с! (об изменении в лучшую или худшую сторону) — bu köyü şimdi görme!
4) muayene etmek; bakmakсмотре́ть больно́го — hastayı muayene etmek
посмотри́ и ты э́ти счета́ — bu faturalara sen de bak
мо́жет, посмо́трим и ста́рые пи́сьма? — eski mektupları da gözden geçirsek?
5) bakmak, gözetmekсмотре́ть за са́дом — bahçeye bakmak
смотре́ть за ребёнком — çocuğa bakmak, çocuğu gözetmek
6) разг. ( брать пример) örnek almakты смотри́ на ста́рших — (yaşça) büyüklerden örnek al
7) перен. görmek; karşılamakкак вы смо́трите на э́то собы́тие? — bu olayı nasıl görüyorsunuz?
как посмо́трит на э́то дире́ктор? — müdür bunu nasıl karşılar? müdür buna ne gözle bakar?
что ж, так и бу́дем смотре́ть на э́ти беззако́ния?! — bu yolsuzluklara seyirci mi kalacağız?!
8) перен. gözü ile bakmak; sanmakон смотре́л на Вас как на отца́ — Size baba gözü ile bakıyordu
на него́ смотре́ли, как на пья́ного — onu sarhoş sanıyorlardı
••смотри́, никому́ не говори́! — sakın kimseye söyleme!
смотри́, что выде́лывает! — bak bak, neler kıvırıyor!
смо́тришь, а он уже́ здесь (пришёл) — bir de bakmışsın, gelivermiş
смотря́ кто — adamına göre
смотря́ по пого́де — havasına göre
а ты куда́ смотре́л?! — senin gözün neredeydi?!
вы смотри́те за свое́й соба́кой! — köpeğinize sahip olun!
смотрю́, и он молчи́т... — baktım ki o da ağzını açmıyor...
смотре́ть за собо́й — kendine (iyi) bakmak
посмо́трим, разбира́ется ли он в те́хнике — teknikten anlayıp anlamadığını görelim
См. также в других словарях:
örnek almak — 1) bir kimseye huy ve davranışta uymak, birini ölçü olarak benimsemek Atatürk sarı bıyıklarını kestiğinden bu yana devlet adamlarının çoğu onu örnek aldılar. H. Taner 2) bir şeyden kendisi için ders çıkarmak Bu çocuk babasını örnek alıyor. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
örnek — is., ği 1) Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır. F. R. Atay 2) Göstermelik Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi. M. Ş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
misal — (A.) [ ] örnek. ♦ misal almak örnek almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Acemleşmek — nsz 1) Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak 2) Kendini İranlı gibi hissetmek veya İranlı gibi davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
örneksemek — i Örnek olarak almak … Çağatay Osmanlı Sözlük